Merhaba,
Bugün ülke nüfusunun neredeyse yüzde yirmisinin yaşadığı ,yüz de biri dışında herkesin terk etmek istediği,kimisinin cesaret edemediği,kimisinin de anlamsız bir şekilde kopamadığı İstanbul'dan kopmanın avantaj ve dezavantajlarını yazmaya niyetliyim.
İstanbul'da yaşamın getirdiği avantajlar;işin duygusal boyutlarını bir kenara bırakırsak,tercih nedeni iş olanaklarının fazla olması olacaktır,bir de aradığım herşeyi buluyorum modunda olanlar var.
Başlayalım iş meselesinden ,
İstanbul'da çalışanların ülke genelinde olduğu gibi büyük çoğunluğu asgari ücretle veya asgari ücretin biraz üstünde bir rakamla çalışıyor.Durum böyle iken orta direk denilen kesimin oturduğu yerlerde ev fiyatlarının 600.000 TL düzeylerine geldiği İstanbul'da bu insanların tek başlarına ev alması imkansız.Peki bu kadar ev nasıl satılıyor.İnsanlar aslında ev almıyorlar geleceklerini satıyorlar.10 yıl boyunca patronlarının kölesi olup banka kredisini ödemeye çalışıyorlar.sonuç ne peki ortalama insan yaşamının yetmiş yıl olduğunu varsayarsak bunun yüzde ondörtünü ev alabilme adına köle olarak geçiriyorlar.Yani on yıllık bir risk alıyorlar ve ellerinde sadece beton bir bina oluyor.Oysa belirtilen rakamın yarısı ile anadolunun herhangi bir yerine dönse hem kimsenin kölesi olmayacak hem daha sağlıklı ve düzenli,stresi az ,günlerin uzun olduğu bir hayat sürecek.Anadolu'da iş olaylarına ilerde değinirim ama sadece ufak bir şey yazayım.Arkadaşlar siz İstanbul'da pasta yerken anadolu insanı taş yemiyor emin olun :)
Her şey elimizin altında ; herşey elinizin altında ise esnaf neden kan ağlıyor,internet siteleri milyon dolarlara nasıl yabancılara satılıyor.Demek ki sadece anadolu insanı değil siz de herşeyi internetten alıyorsunuz.Ayrıca her yer birbirine çok yakın artık,sevgili hükümetimiz (!) her yere yol yaptığı için mesafeler çok kısaldı.Siz İstanbul'da 2 saatte işinize gidebiliyorken Anadolu'da insanlar 2 saatte şehirlerarası yolculuk yapıyor.Mesela İçanadolu bölgesinde yaşıyorsanız Ankara neredeyse her yere 2 saat uzaklıkta.Ege ve Akdeniz de zaten her yer aşırı gelişmiş ,oralarda köy kavramı yok denecek kadar az.Doğu ve Güneydoğu hakkında çok bilgim yok ama Karadeniz'de şehir merkezleri zaten yeterince gelişmiş ki bir çoğuna büyükşehir ünvanı verilmiş durumda.
İstanbul'da mutlu değilsin kardeşim ,baksana ilk fırsatta tatil için karadeniz'e,ege'ye,akdeniz'e gidiyorsun.kaç kurtar kardeşim kendini...
kendince avantajları ;sağlık hizmetleri yakın,sıra veya randevu ayarlarayabilirsen,anadolu da da devasa hastaneler var artık ve yoğunluk istanbul'da ki ile kıyaslanamaz.Eğitim,öğretmenler İstanbul'dan kaçıyor farkında değilmisin.( Öğretmen açısından anadolu cennet ) İyi bir devlet okuluna çocuğunu gönderdiğini sanıyorsun ama sınıflar tıklım tıklım,her cins ailenin çocuğu var ,Kaldı ki sistemsiz bir eğitim sisteminde gerçekte çocukları aileler yetiştiriyor artık .Eğlence,bankalar boğazına düğüm atmış,eğlenemiyorsun ki,ayda bir taksime gidebilen ve vur patlasın çal oynasın yapabilen kaç kişi var ki artık İstanbul'da...
Yazdıklarım gelir seviyesi yüksek İstanbul yaşayanları için değil arkadaşlar...
Yaşantılarına gıpta ettiğiniz ünlülerin hepsi İstanbul'dan kaçıp köyceğiz'e yerleşiyor.Oysa hepinizin bir köyceğiz'i var, sadece bayramlarda gittiğiniz.
İş konusu; özellikle karadeniz tarafına gelmeyi düşünüyorsanız kendi işinizi yapmaya gelin.çalışan olmayın.İstanbul'daki maaşlar hayal.Ama kendi işinizi yaparsanız ;ki emin olun şayet, istanbul'da uzun süre yaşadı iseniz Karadeniz'de her türlü esnaflığı,ticarethane işletmeyi başarırsınız.Çünkü buranın insanı kadar rahat,sıkıntı çekmemiş ,zengin ,tembel bir topluluk görmedim.insanlar dükkanlarını neredeyse sabah 10.00 da açar,akşam 17:00 de kapatır.pazar açmaz.fındık zamanı hiç açmaz.çiftçilik desen yapmaz.ama herkesin altında son model bir arabası var ve her hafta sonu deniz kenarında mangalını yapar ,tura katılır vs.sen istanbul'da eğleniyorum sanıyorsun ya ..komik olma ....mangal yapmak için kaybettiğin zamanla adamlar burada dolu dolu pazarını yaşıyor.
İstanbul'u terk etmenin tek dezavantajı benim gibi futbol tutkunu iseniz aklınıza estiği an maça gidemiyorsunuz.Onun için plan yapmanız ,uçak bileti ayarlamanız vs.gerekli.Misal ben hasta fenerbahçe'liyim ama öyle sık stada gidip maç seyretmem ( hele ki alex gittiğinden beri izlenecek futbolcu olduğuna inanmadığım için )ama İstanbul'da yaşarken canım istediği an maça gidebileceğimi bilmek yetiyordu.neyse sulandırmayayım.
İstanbuldan kurtulmanın avantajlarını yazayım biraz da,temiz hava,müteahhitler dokunmazsa yeşillik,ülkenin üç tarafının denizlerle çevrili olduğunu düşünürseniz deniz,trafiksiz bir hayat,günlerin 24 saat olduğunu hissetmek ,sağlıklı bir yaşam,kendine ve ailene daha fazla vakit ayırma şansı.
Ben İstanbul'u aşağı yukarı üç sene önce terk ettim.Karadeniz'e yerleştim ( ordu-fatsa ).İstanbul'da çeşitli yerlerde oturdum.toplamda 30 senem İstanbul'da geçmiştir. Yıllarca karaköy'de bankalar caddesinde çalıştım.Galata köprüsünden hergün geçtim ama bir gün balık tutmak nasip olmamıştı.Bizim kuşak hep köye yerleşmeyi,balık tutmayı hayal eder ya ..Şimdi Her cmt.balıkdayım eve on beş dakika İskele .İskelede herkes birbirini tanıyor zaten çoğunluğu öğretmenlerden oluşuyor.beyni resetliyoruz resmen.ışıklarda 4 tane araba arka arkaya geldin mi bugun de acaip trafik var diyor mesela burada yaşayanlar :) sen halini düşün ...Kimseyi tanımıyordum burada .İş de bulmamıştım.Bir ay sadece işsiz kaldım burada .parasız pulsuz gelmiştim o yüzden çalışanım.biraz para yapıp gelseydim kesinlikle ticaret yapardım.ama kardeşim burada gün bitmiyor.İstanbul'da en son yıldızları veya ay'ı nezaman gördüğümü hatırlamam ama buradan gökyüzü o kadar güzel gözüküyor ki inanamazsın.yaşadığımı hissediyorum artık.Çocuklar için ise mükemmel imkanlar var.hertürlü sosyal aktivideye katılabiliyorlar.İstanbul'da çocuğu sokağa çıkarmaya korkuyorsunuz.Burada ise çocuk çocukluğunu yaşayabiliyor.özgür ve kendine daha çok güvenen birey olarak yetişiyor.
sormak istediğin birşey varsa yorum kısmından sorabilirsin...
yazıyı buraya kadar sıkılmadan okuduysan şimdi yapman gereken bir a4 alıp İstanbul'un sana kattıklarını ve sen den aldıklarını yaz.şayet kattıklarının yarısını Anadolu 'da herhangi bir yer sana sağlayacaksa planlamanı yap ve en kısa zaman da terk et.Çocuklarını düşün,onlarla geçirdiğin vakti,onların yetişme ortamını.Sana kolay gelsin kafan karıştı biliyorum.
Bugün ülke nüfusunun neredeyse yüzde yirmisinin yaşadığı ,yüz de biri dışında herkesin terk etmek istediği,kimisinin cesaret edemediği,kimisinin de anlamsız bir şekilde kopamadığı İstanbul'dan kopmanın avantaj ve dezavantajlarını yazmaya niyetliyim.
İstanbul'da yaşamın getirdiği avantajlar;işin duygusal boyutlarını bir kenara bırakırsak,tercih nedeni iş olanaklarının fazla olması olacaktır,bir de aradığım herşeyi buluyorum modunda olanlar var.
Başlayalım iş meselesinden ,
İstanbul'da çalışanların ülke genelinde olduğu gibi büyük çoğunluğu asgari ücretle veya asgari ücretin biraz üstünde bir rakamla çalışıyor.Durum böyle iken orta direk denilen kesimin oturduğu yerlerde ev fiyatlarının 600.000 TL düzeylerine geldiği İstanbul'da bu insanların tek başlarına ev alması imkansız.Peki bu kadar ev nasıl satılıyor.İnsanlar aslında ev almıyorlar geleceklerini satıyorlar.10 yıl boyunca patronlarının kölesi olup banka kredisini ödemeye çalışıyorlar.sonuç ne peki ortalama insan yaşamının yetmiş yıl olduğunu varsayarsak bunun yüzde ondörtünü ev alabilme adına köle olarak geçiriyorlar.Yani on yıllık bir risk alıyorlar ve ellerinde sadece beton bir bina oluyor.Oysa belirtilen rakamın yarısı ile anadolunun herhangi bir yerine dönse hem kimsenin kölesi olmayacak hem daha sağlıklı ve düzenli,stresi az ,günlerin uzun olduğu bir hayat sürecek.Anadolu'da iş olaylarına ilerde değinirim ama sadece ufak bir şey yazayım.Arkadaşlar siz İstanbul'da pasta yerken anadolu insanı taş yemiyor emin olun :)
Her şey elimizin altında ; herşey elinizin altında ise esnaf neden kan ağlıyor,internet siteleri milyon dolarlara nasıl yabancılara satılıyor.Demek ki sadece anadolu insanı değil siz de herşeyi internetten alıyorsunuz.Ayrıca her yer birbirine çok yakın artık,sevgili hükümetimiz (!) her yere yol yaptığı için mesafeler çok kısaldı.Siz İstanbul'da 2 saatte işinize gidebiliyorken Anadolu'da insanlar 2 saatte şehirlerarası yolculuk yapıyor.Mesela İçanadolu bölgesinde yaşıyorsanız Ankara neredeyse her yere 2 saat uzaklıkta.Ege ve Akdeniz de zaten her yer aşırı gelişmiş ,oralarda köy kavramı yok denecek kadar az.Doğu ve Güneydoğu hakkında çok bilgim yok ama Karadeniz'de şehir merkezleri zaten yeterince gelişmiş ki bir çoğuna büyükşehir ünvanı verilmiş durumda.
İstanbul'da mutlu değilsin kardeşim ,baksana ilk fırsatta tatil için karadeniz'e,ege'ye,akdeniz'e gidiyorsun.kaç kurtar kardeşim kendini...
kendince avantajları ;sağlık hizmetleri yakın,sıra veya randevu ayarlarayabilirsen,anadolu da da devasa hastaneler var artık ve yoğunluk istanbul'da ki ile kıyaslanamaz.Eğitim,öğretmenler İstanbul'dan kaçıyor farkında değilmisin.( Öğretmen açısından anadolu cennet ) İyi bir devlet okuluna çocuğunu gönderdiğini sanıyorsun ama sınıflar tıklım tıklım,her cins ailenin çocuğu var ,Kaldı ki sistemsiz bir eğitim sisteminde gerçekte çocukları aileler yetiştiriyor artık .Eğlence,bankalar boğazına düğüm atmış,eğlenemiyorsun ki,ayda bir taksime gidebilen ve vur patlasın çal oynasın yapabilen kaç kişi var ki artık İstanbul'da...
Yazdıklarım gelir seviyesi yüksek İstanbul yaşayanları için değil arkadaşlar...
Yaşantılarına gıpta ettiğiniz ünlülerin hepsi İstanbul'dan kaçıp köyceğiz'e yerleşiyor.Oysa hepinizin bir köyceğiz'i var, sadece bayramlarda gittiğiniz.
İş konusu; özellikle karadeniz tarafına gelmeyi düşünüyorsanız kendi işinizi yapmaya gelin.çalışan olmayın.İstanbul'daki maaşlar hayal.Ama kendi işinizi yaparsanız ;ki emin olun şayet, istanbul'da uzun süre yaşadı iseniz Karadeniz'de her türlü esnaflığı,ticarethane işletmeyi başarırsınız.Çünkü buranın insanı kadar rahat,sıkıntı çekmemiş ,zengin ,tembel bir topluluk görmedim.insanlar dükkanlarını neredeyse sabah 10.00 da açar,akşam 17:00 de kapatır.pazar açmaz.fındık zamanı hiç açmaz.çiftçilik desen yapmaz.ama herkesin altında son model bir arabası var ve her hafta sonu deniz kenarında mangalını yapar ,tura katılır vs.sen istanbul'da eğleniyorum sanıyorsun ya ..komik olma ....mangal yapmak için kaybettiğin zamanla adamlar burada dolu dolu pazarını yaşıyor.
İstanbul'u terk etmenin tek dezavantajı benim gibi futbol tutkunu iseniz aklınıza estiği an maça gidemiyorsunuz.Onun için plan yapmanız ,uçak bileti ayarlamanız vs.gerekli.Misal ben hasta fenerbahçe'liyim ama öyle sık stada gidip maç seyretmem ( hele ki alex gittiğinden beri izlenecek futbolcu olduğuna inanmadığım için )ama İstanbul'da yaşarken canım istediği an maça gidebileceğimi bilmek yetiyordu.neyse sulandırmayayım.
İstanbuldan kurtulmanın avantajlarını yazayım biraz da,temiz hava,müteahhitler dokunmazsa yeşillik,ülkenin üç tarafının denizlerle çevrili olduğunu düşünürseniz deniz,trafiksiz bir hayat,günlerin 24 saat olduğunu hissetmek ,sağlıklı bir yaşam,kendine ve ailene daha fazla vakit ayırma şansı.
Ben İstanbul'u aşağı yukarı üç sene önce terk ettim.Karadeniz'e yerleştim ( ordu-fatsa ).İstanbul'da çeşitli yerlerde oturdum.toplamda 30 senem İstanbul'da geçmiştir. Yıllarca karaköy'de bankalar caddesinde çalıştım.Galata köprüsünden hergün geçtim ama bir gün balık tutmak nasip olmamıştı.Bizim kuşak hep köye yerleşmeyi,balık tutmayı hayal eder ya ..Şimdi Her cmt.balıkdayım eve on beş dakika İskele .İskelede herkes birbirini tanıyor zaten çoğunluğu öğretmenlerden oluşuyor.beyni resetliyoruz resmen.ışıklarda 4 tane araba arka arkaya geldin mi bugun de acaip trafik var diyor mesela burada yaşayanlar :) sen halini düşün ...Kimseyi tanımıyordum burada .İş de bulmamıştım.Bir ay sadece işsiz kaldım burada .parasız pulsuz gelmiştim o yüzden çalışanım.biraz para yapıp gelseydim kesinlikle ticaret yapardım.ama kardeşim burada gün bitmiyor.İstanbul'da en son yıldızları veya ay'ı nezaman gördüğümü hatırlamam ama buradan gökyüzü o kadar güzel gözüküyor ki inanamazsın.yaşadığımı hissediyorum artık.Çocuklar için ise mükemmel imkanlar var.hertürlü sosyal aktivideye katılabiliyorlar.İstanbul'da çocuğu sokağa çıkarmaya korkuyorsunuz.Burada ise çocuk çocukluğunu yaşayabiliyor.özgür ve kendine daha çok güvenen birey olarak yetişiyor.
sormak istediğin birşey varsa yorum kısmından sorabilirsin...
yazıyı buraya kadar sıkılmadan okuduysan şimdi yapman gereken bir a4 alıp İstanbul'un sana kattıklarını ve sen den aldıklarını yaz.şayet kattıklarının yarısını Anadolu 'da herhangi bir yer sana sağlayacaksa planlamanı yap ve en kısa zaman da terk et.Çocuklarını düşün,onlarla geçirdiğin vakti,onların yetişme ortamını.Sana kolay gelsin kafan karıştı biliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder